Eréndira, yaşlı büyükannesiyle birlikte yaşamaktadır. Bir gece mumları söndürmeyi unutunca evleri yanıp kül olur. Büyükanne, "Vah zavallı yavrum," der Eréndira’ya, "bu talihsizliği bana ödemeye ömrün yetmeyecek." O günden sonra acımasız büyükanne, torununu fahişe olarak çalıştırmaya başlar. "Bahtsızlığının rüzgârı" Eréndira’yı oradan oraya savurur. Özgürlük düşleri amansız gerçeklere zincirlidir. Ta ki Ulises adında altın saçlı bir delikanlı ortaya çıkıncaya kadar...
Gabriel García Márquez’in başyapıtı Yüzyıllık Yalnızlık’ı okumuş olanlar, İyi Kalpli Eréndira’da aynı fantastik, büyüleyici ortamı bulurlar. Bu trajik olduğu kadar komik uzun öyküye, García Márquez’in Yüzyıllık Yalnızlık’taki bir bölümden esinlenerek yazdığı daha başka öyküler eşlik ediyor.