Tükendi
Gelince Haber VerSavaş ve Barış,
"klasik" dendiğinde akla gelen ilk kitaplardan. Napoléon’un Rusya’yı işgalini
anlatan dev bir savaş romanı, aynı zamanda bir Rusya panoraması. 1800’lerin
ortalarında Rusya’nın içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik koşullar, kentlerde,
köy ve kasabalarda, büyük çiftliklerde sürdürülen hayat, dönemin önde gelen
kişilikleri, saray yaşamı, özellikle üst sınıf ustaca çiziliyor.
Tolstoy, birinci cildin önsözünde Savaş ve Barış’ı yazarken
hissettiklerini, yaptığı zorlu çalışmaları ve romanın geçirdiği aşamaları
anlatıyor. Bu metinler, özellikle bu dev romana yazarının gözünden, daha
yakından bakma fırsatı verdiği için çok önemli.
Elinizdeki çeviri, Savaş
ve Barış’ın, dönemin Maarif Vekâleti’nin Zeki Baştımar’a ısmarladığı,
1943-1949 yılları arasında yapılan eksiksiz çevirisi. Zeki Baştımar bu çeviriyi
o sırada Bursa’da hapiste olan Nâzım Hikmet’le birlikte yaptığı halde, bilinen
siyasi nedenlerle Nâzım’ın adı hiçbir zaman kitapta yer almadı. Bugün bu çeviri
Baştımar ailesinin de isteği üzerine iki çevirmen adıyla yayımlanırken metne,
günümüz için eskimiş ve anlaşılması güçleşmiş sözcüklerin yenileştirilmesi
dışında dokunmamaya özen gösterildi; ilk baskılardaki Harb ve Sulh yerine, eserin yıllardır alışılmış yeni adı Savaş ve Barış tercih edildi.