Tükendi
Gelince Haber VerŞukûfe Nihal çeşitli gazetelerde, çıktığı yurt gezilerine dair izlenimlerini yayımlardı. Bu yazılarda, ülkenin ilerlemesi bakımından aydınlara çok görev düştüğünden, aydınların memleketle barışarak gezmeleri gerektiğinden bahsederdi. Geziler, onun sanatını zenginleştirici bir malzeme teşkil etmenin ötesinde, ideallerini örneklerle seslendirme imkanı da sağlıyordu.
Çıktığı bu yurt gezilerini, bir roman kurgusuyla şekillendirerek Domaniç Dağlarının Yolcusu (Bir Yurt Gezisi) adıyla 1949 yılında kitaplaştırıldı. Eser aynı yıl Şakir Sırmalı yönetmenliğinde “ Domaniç Yolcusu” adıyla filme de aktarıldı.
Yazar büyük bir hayranlık beslediği Milli Mücadele dönemini, destanlaşan bir kişisel hikâye üzerinden anlatıyor. Hikâyeye göre, Kurtuluş Savaşı sırasında İnegöl yakınlarında, Domaniç dağlarından inen bir köylü kadını, düşmana yol göstererek vatana ihanet ettiğini öğrendiği biricik oğlunu silahını çekerek öldürüyor. Yazar, bu etkileyici öyküden ve gözünde devleşen Anadolu kadınından bir iz bulmak üzere, olayın geçtiği yerlere araştırma yapmaya gidiyor. Kitap, yazarın bu gezi sırasındaki duygu ve düşünceleriyle, yaşadığı hadiselerden oluşuyor. Yazar, izini sürdüğü hikâyeye ulaşmak isterken konakladığı duraklarda dikkatini en çok dönemin “kadın” figürü üzerine yoğunlaştırıyor. Öğretmen olmasının da verdiği şevkle, kadınların eğitiminin ve çalışmasının öneminden, yanlış evlilikler ve bunların doğurduğu sonuçlardan bahsederken; çözüm yollarını da hemen yanı başında sunuyor. İlerlemenin köyden başlayacağı fikrini savunan Şukûfe Nihal, bu iş için aydınların harekete geçmesi gerektiğine inanıyor. Yazar, idealini öylesine büyük bir coşku ve samimiyetle savunuyor ki, neyin nasıl olması gerektiğinden bahsettiği bölümlerde bile kuruluğa düşerek okuru sıkmıyor. Domaniç Dağlarının Yolcusu’nu sıradan bir anı kitabı olmaktan çıkaran en önemli unsur, kadın duyarlılığının imbiğinden süzülmesi. İlk satırlardan itibaren coşkulu, titiz, şiirsel ve zarif bir üslup okuru hemen sarmalıyor. Bunda Şukûfe Nihal’ın her şeyden önce bir şair olmasının payı çok büyük...